Image link

Bu yıl 100 ülkeden, 1000’i aşkın belgeselin başvurduğu Bozcaada Belediyesi organizasyonuyla, Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi işbirliğiyle gerçekleştirilen ekolojik temalı belgesel festivalinde 15 filmin yarıştığı Ana Yarışma kategorisinde Fethi Kayaalp adına verilen Uluslararası Yarışma Ödülü’nü “Arica” filmi kazandı. İkincilik Ödülü olan Madam Melpo ödülünü, İsviçre-Paraguay yapımı “Nothing But the Sun (Güneş Hariç Hiçbir Şey)” filmi kazanmayı başarırken, üçüncülük Filipinler yapımı “To Calm the Pig Inside (İçteki Domuzu Yatıştırmak)”ın oldu. Öğrenci filmlerine verilen Gaia Ödülü’nü ise Endonezya yapımı “Human vs. Elephant (İnsana Karşı Fil)” kazandı.

Jüri, İsveçli bir maden şirketinin, Şili’nin çöl kasabası Arica’ya 20 bin ton zehirli atık ihraç
etmesinin ardından binlerce insanın hastalanması ve birçoğunun kanserden ölmesini anlatan belgesele Fethi Kayaalp birincilik ödülünü verirken, “Lars Edman ve William Johansson’un çok iyi kotardığı Arica adlı belgesel, zamanımızın bir kolonyalizm vakasına ışık tutuyor. 15 yıllık bir süreçte çekilen film, bir İsveç madencilik şirketinin zehirli atıklarından etkilenen Şili’nin kuzeyindeki Arica halkına güçlü bir ses oluyor. Arica, sesi duyulmayan ve görmezden gelinen kurbanlar adına adalet savaşı veren, önemli bir film. 1980’lerden beri maruz kalınan atıklar kanser, doğumda bozukluklar ve ciddi hastalıklara sebep olmuştur. Günümüzde dahi kurbanlar adalet ve tazmin beklemektedir. Şimdi Lars Edman ve William Johansson sayesinde en azından sesleri duyuluyor ve dünya artık onları görmezden gelemiyor.” açıklamasını yaptı. Açıklamayı jüri adına canlı yayına bağlanan Türkiye’den Aslı Odman ve Kolombiya’dan Juliana Paniagua yaptı.

 

Bu sene ilk kez Madam Melpo adına takdim edilen ikincilik ödülünü Jüri adına Türkiye’den
Nazmi Ulutak ve Sırbistan’dan Andrijana Stojkovic açıkladı. Uluslararası Yarışma
kategorisinde ikincilik ödülünü kazanan Arami Ullon’un “Nothing But The Sun (Güneş Hariç
Hiçbir Şey)” belgeselini jüri, “Bu belgesel Paraguay’ın Chaco bölgesinde yaşayan Mateo
Sobode Chiqueno hakkında. O ve halkı Ayoreo topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Yerli
halktan bazıları hala bu vahşi ormanda yaşamaya devam etmekte. Mateo, 1970’lerden beri kendi topraklarından getirdiği kültürel mirasını ses kasetlerine kaydediyor. Bu belgesel bize beyaz medeniyetten etkilenen bu insanların geçmişini, bugününü ve geleceğini etkileyici bir şekilde gösteriyor. Yönetmen Arami Ullón, Mateo Sobode Chiqueno’nun yardımıyla Ayoreo halkının hikâyesini başarıyla anlatıyor.” açıklamasıyla duyurdu.

 

Festivalde üçüncülük ödülü Filipinli yönetmen Joanna Vazquez Arong’ın “To Calm the Pig
Inside (İçteki Domuzu Yatıştırmak) belgeseline verildi. Ödülü jüri adına Türkiye’den Mücella
Yapıcı ve Brezilya’dan Márcia Gomes de Oliveira açıklarken, “Geçen yıl ‘İçteki Domuzu
Yatıştırmak’ ilk gösteriminde ünlü Slamdance Film Festivali’nin Jüri Büyük Ödülü’nü aldı.
Şimdi BIFED Jürisi, Joanna Vasquez Arong’un kısa belgeselini ‘Üçüncülük Ödülü’ ile
onurlandırıyor. Bu belgesel, Filipinlerde bir tayfunun paramparça ettiği bir kıyı kentinin hareketli bir portresidir. Siyah-beyaz çekilmiş, ıssızlıkta şiirselliği bulan harika bir kısa film.
Yürek parçalayıcı aynı zamanda da çok güzel. ‘İçteki Domuzu yatıştırmak’ tarihi, siyaseti ve
kişisel anlatıyı dokuyor. Joanna, Yolanda’nın köklerini ve yıkımının yol açtığı acıları
paylaşarak büyük bir şiirsellik ve duyarlılıkla anlatıyor. Film yalnızca dramatik bir hava olayını ve iklim değişikliğini değil, aynı zamanda bir başka önemli küresel sorunu da ele alıyor: siyasi yolsuzluk ve bunun dramatik sonuçları. Joana’nın başyapıtı, en zayıfımızda bile
bulunabilecek insan iradesinin gücünü belgeliyor. Reddedilemeyecek derecede güçlü bir
sesin yarattığı hayatta kalmaya kararlı bir halkın geniş bir portresi. Güçlü bir kısa film ve
sinematografi açısından mükemmel bir çalışma.” açıklamasını yaptı.

 

Elif Demoğlu, Benjamin Huguet ve Sam Plakun’dan oluşan Gaia jüri ekibinin ortak açıklamasıyla bu kategorideki kazanan açıklandı. Jüri, “Yönetmen Afif Fahmi’nin “İnsan ve Fil” filmi, hem sinemasal hem de bireysel ölçekte, uluslararası seyircinin de kolaylıkla ilgilenebileceği, dahil olabileceği sorunsalı ile ustaca oluşturulmuş bir hikaye.” diyerek belgeseli tanımladı.